Camallanus spp. in aquarium fish (Poecilia reticulata)

Bu çalışmada Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim dalı laboratuvarına getirilen Lepistes balıklarında (Poecilia reticulata) gözlenen parazit türlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Akvaryum sahibi akvaryumdaki balıklarda ani ve toplu ölümlerin olduğunu bildirmiş ve ölen balıkların bir kısmını laboratuvara getirmiştir. Balıklarda karın şişkinliğinin yanı sıra anüsten dışarı çıkmış kırmızımsı renkte parazitlerin olduğu görülmüştür. Parazitlerin teşhisi amacıyla balıklar açılarak parazitler toplanmış ve %70 alkolde fikse edilmiş daha sonra glyserin ile temizlenerek mikroskopta incelenmiştir. Toplanan parazitler ilgili literatür (Stromberg ve Crites, 1974) ışığında Camallanus spp. olarak teşhis edilmiştir. Yapılan incelemede başka herhangi bir paraziter enfeksiyona rastlanmamıştır.The aim of this study was to determine the species of parasites in Guppy fish (Poecilia reticulata) which was brought to Parasitology Laboratory of Faculty of Veterinary Medicine, Afyon Kocatepe University. The owner of the aquarium informed that sudden and mass deaths were observed in the aquarium and brought some of the dead fish to the laboratory for the examination. In addition to abdominal swelling in the fish, reddish parasites crawling out of the anus were also seen. Some of dead fish underwent examination for diagnostic purposes, the parasites were collected and fixed in 70% alcohol, then cleaned with glycerin and examined under a microscope. Collected parasites are described as Camallanus spp. according to related (Stromberg ve Crites, 1974). No other parasitic infection were found during the examination

Intestinal parasites in pet animals in some pet shops of Afyonkarahisar and Kütahya province

Bu çalışma Afyonkarahisar ve Kütahya'daki ev ve süs hayvanı satış yerlerinde bulunan çeşitli hayvanlardaki bağırsak parazitlerinin yaygınlığının belirlenmesi amacıyla Mart-Ağustos 2016 tarihleri arasında Afyonkarahisar'da 4, Kütahya'da 4 olmak üzere toplam 8 merkezde yapılmıştır. Bu amaçla ev ve süs hayvanı satış yerlerinde satışa sunulan 7 köpek, 2 kedi, 14 tavşan, 22 hamster ile muhabbet kuşu, kanarya, papağan, güvercin, keklik ve bıldırcın gibi kanatlıların barındırıldığı 102 kanatlı kafesinden dışkı örnekleri Fulleborn doymuş tuzlu flotasyon yöntemi ile parazitolojik açıdan incelenmiştir. Paraziter enfeksiyon oranı köpeklerde %42,86 (3/7), tavşanlarda %71,43 (10/14) olarak tespit edilmiştir. Enfeksiyon tespit edilen köpeklerden 1'inin (% 33.33) dışkısında Isospora spp. oocysti tespit edilirken 3'ünde (% 100) Toxacara canis yumurtası görülmüştür. Değerlendirmeye alınan kanatlı kafeslerinden 2 bıldırcın kafesinde Eimeria spp., 2 güvercin kafesinde Eimeria spp. ve Capillaria spp.'ye rastlanırken 1 güvercin kafesinde de bunlara ilaveten Ascaridia columbae yumurtası görülmüştür. Güvercin ve bıldırcınların dışında incelenen diğer kanatlılar ile hamster ve kedilerde herhangi bir paraziter enfeksiyona rastlanılmamıştır. Bu sonuçlar ev ve süs hayvanı satış yerlerinde bulunan hayvanların da düzenli parazit kontrollerinin yapılması gerektiğini ve gerekli hallerde uygun antiparaziter tedavi seçeneklerinin uygulanması gerektiğini düşündürmüştür.This study was carried out in a total of 8 pet shops between March and August 2016 in order to determine intestinal parasites in various animals which are offered for sale in Afyonkarahisar and Kütahya Province. In this study, fecal samples of 7 dogs, 2 cats, 14 rabbits, 22 hamsters and 102 bird cages which are sheltered budgerigars, canaries, pigeons, partridges, quails were collected from 8 pet shops in Afyonkarahisar and Kütahya provinces. Samples were processed with Fulleborn saturated salt flotation method than examined parasitologically. Parasitic infection rates were 42.86% (3/7) in dogs and 71.43% (10/14) in rabbits. Isospora spp. oocysts were detected in one of three infective dog (%33) and Toxocara canis eggs were seen in fecal samples of all three infective dogs (%100). Eimeria spp. was identified in stool samples of two quail cages, Eimeria spp. and Capillaria spp were detected in fecal samples of two pigeon cages. In addition to that eggs of Ascaridia columbae were detected in one pigeon cage. No parasitic infection was found in other birds, hamsters and cats except pigeons and quails. It has been thought that pet animals which are offered for sale should be controlled regularly in terms of parasitic infections and eliminated of parasites with proper treatment when required

Afyonkarahisar yöresi buzağılarında toxocara vitulorum yaygınlığının belirlenmesi

This study was conducted to determine the prevalence of Toxocara vitulorum in calves in Afyonkarahisar between March 2018 and April 2019. Faecal samples from 603 calves in 22 different villages of Afyonkarahisar province of Turkey were randomly collected and examined for the presence of T. vitulorum eggs using the Fülleborn saturated saltwater flotation method. A total of five of 603 calves (0.83%) were found to be infected with T. vitulorum. All of the faeces infected with T. vitulorum belonged to animals between 0-6 months of age. The prevalence of the infection in males was 0.97% and 0.68% in females. There was no statistically significant difference in the prevalence of Toxocara vitulorum by either breed or gender (P> 0.05).Bu çalışma Mart 2018-Nisan 2019 tarihleri arasında Afyonkarahisar ilinde yetiştirilen buzağılarda T. vitulorum yaygınlığını tespit emek amacıyla yapılmıştır. Afyonkarahisar'da sığır yetiştiriciliği yapılan ve rastgele seçilen 22 farklı köyden, değişik ırk, yaş ve cinsiyette toplam 603 hayvana ait dışkı örnekleri Fülleborn Doymuş Tuzlu Su Flotasyon yöntemi ile T. vitulorum yumurtalarının varlığı açısından incelenmiştir. Dışkı muayenesi yapılan 603 hayvanın beşinin (%0.83) dışkısında T. vitulorum yumurtaları görülmüştür. Toxocara vitulorum yönünden pozitif bulunan dışkıların tamamının 0-6 aylık hayvanlara ait olduğu tespit edilmiştir. Erkeklerde hastalığın yaygınlığı %0.97 dişilerde ise %0.68 olarak belirlenmiştir. Toxocara vitulorum'un yaygınlığında ırk ve cinsiyetler açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (P>0.05)

Kulaklı orman baykuşunda (Asio Otus) dispharynx nasuta (Rudolphi, 1819) olgusu

Milli Parklar görevlilerince Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine getirilen kulaklı orman baykuşunda klinik olarak kaşekşi ve dehidrasyon tespit edilmiş ve ani ölüm gerçekleşmiştir. Nekropsi sonucunda ingluvitis, proventriculitis, esophagitis ve bu organlarda parazitlere rastlanmıştır. Bunun yanında baykuşta, orta şiddette purulent bronkopnömoni, akciğerlerde geniş kanamalar, tüm doku ve organlarda şiddetli hiperemi tespit edilmiştir. Parazitoloji laboratuvarına gönderilen 1 tane parazitin incelenmesi neticesinde Dispharynx nasuta olduğu teşhis edilmiştir. Bu olgu Türkiye'de baykuşlarda ilk bildirim olmuştur.Cachexia and dehydration were detected as the clinical sign and sudden death occurred in a long-eared owl which was brought to Veterinary Health Practice and Research Center of Afyon Kocatepe University by officers of National Parks. As a result of necropsy, ingluvitis, proventriculitis, esophagitis and the parasites were detected throughout these organs. Furthermore, mild purulent bronchopneumonia, wide hemorrhages in lungs, severe hyperaemia among all tissues and organs were detected in the long-eared owl. After examination of one parasite which was sent to parasitology laboratory, it was diagnosed as Dispharynx nasuta. This case is the first report of Dispharynx nasuta from an owl in Turkey

Investigation of effect of somatic cell count and seasons on buffalo milk quality

Sütün somatik hücre sayısı (SHS), kimyasal kompozisyonu ve mikrobiyolojik kalitesi çiğ sütün genel kalitesi açısından en önemli özelliklerdir. Çalışmamızda manda sütlerinin mevsimsel olarak SHS, kimyasal kompozisyonu ve mikrobiyolojik kaliteleri ölçülmüş, bu parametreler üzerinde mevsim etkisi araştırılmıştır. SHS açısından yaz numunesi maksimum değeri 465000 adet/ml ile en yüksek seyrederken (ortalama 233500 adet/ml) genel olarak mikrobiyolojik kriterler açısından da yaz mevsimi numunelerinin toplam bakteri sayısı, Enterobacteriacea sayısı, koliform sayısı ve E. coli sayısı değerlerinin diğer mevsimlere göre yüksek olduğu görüldü. Kimyasal kompozisyon için ise süt yağı ve laktoz değerlerinin mevsimden etkilenmediği, ancak yaz numunelerinin protein, kuru madde ve yağsız kuru madde değerlerinin (sırasıyla ortalama değerleri %5.53, %18.83, %10.34) en yüksek düzeyde seyrettiği görülmüştür. Sıcak mevsimler açısından hijyen tedbirlerinin geliştirilmesi ve meme sağlığı açısından ek önlemler alınması gerektiği düşünülmektedir.The somatic cell count (SCC), chemical composition and microbiological quality of milk are the most important features in terms of overall quality of raw milk. In our study, the seasonal SCC, chemical composition and microbiological qualities of the milk obtained were measured, and the seasonal effect on these parameters was investigated. In terms of SCC, the maximum value of the summer sample was the highest with 465000 units/ml (average 233500 units/ml), while in terms of microbiological criteria, the total bacteria count, Enterobacteriacea count, coliform count and E. coli count values were found to be higher than other seasons. As for the chemical composition, it was observed that the milk fat and lactose values were not affected by the season, but the protein, dry matter and non-fat dry matter values of the summer samples (respectively average values 5.53%, 18.83%, 10.34%) were at the highest level. It is considered that hygiene measures should be developed in terms of hot seasons and additional measures should be taken in terms of udder health

Foodborne Helminths

Beslenme tüm canlıların canlılığını devam ettirebilmesi için en temel ihtiyacıdır. Sağlıklı bir yaşam için yeterli, dengeli, kalitelive sağlıklı beslenme son derece önemlidir. Ancak gıdaların, üretiminden tüketimine kadar her aşamada sanitasyon ve hijyen kurallarına yeteri kadar önem verilmemesi durumunda paraziter, bakteriyel, viral ve fungal pek çok ajanla bulaşması kaçınılmaz olmaktadır.Bu makalede halk sağlığını tehdit eden ve gıdalarla insanlara bulaşması söz konusu olan helmint parazitler hakkında bilgi verilmiştir.Nutrition is the most fundamental need of all living things to maintain the vitality. For healthy life sufficient, balanced, quality and healthy nutrition is a crucially important entity. However food contamination by several agents i.e. parasitic, bacterial, viral and fungal is inevitable because sufficient attention is not given to food processing from production to consuption at every stages. This paper deals with helminth parasites that threatens public health and transmitted to human by food

Insecticidal Activity of Hyoscyamus niger L. on Lucilia sericata Causing Myiasis

Background: Hyoscyamus niger L. (Solanaceae) generally known as henbane, is commonly distributed in Europe and Asia. In Turkey, henbane seeds have been used in folk medicine to remove worms from the eyes. The present study aimed to investigate the insecticidal activity of H. niger seeds. Methods: n-hexane, ethyl acetate, methanol and alkaloid extracts were prepared from the seeds of the plant and their insecticidal activities on Lucilia sericata larvae were evaluated. EC50 and EC90 values of the alkaloid extract were calculated and morphological abnormalities were investigated. Results: Alkaloid extract prepared from the seeds of this plant displayed significant insecticidal activity. EC50 values of H. niger seeds alkaloid extract were found to be 8.04, 8.49, 7.96 μg/mL against first, second and third instar, respectively. It was determined that malformations of larvae included damaged larvae with small size, contraction and weak cuticle. Furthermore, HPLC analysis was performed on alkaloid extract of H. niger seeds and main components of the extract were determined. It was determined that alkaloid extract mainly contain hyoscyamine and scopolamine. Conclusions: These results confirm the folkloric usage of the plant and suggest that the alkaloid content of the plant could be responsible for the insecticidal activity